Ders 26-7, Implied Conditionals / İma Edilen Koşul - Şart Cümleleri

'' If Clauses / Koşul - Şart Cümleleri '' konusunu tüm detayları ile incelemeye devam ediyoruz arkadaşlar. Bu yayında spesifik olarak nitelendirebileceğimiz bir konu var. '' Implied Conditionals '' adı verilen Türkçe' ye '' İma edilen koşul - şart cümleleri '' diye çevirebileceğimiz bu konunun bilinmesi üst yeterlilik adına sizin için oldukça faydalı olabilir. Lafı uzatmadan hemen konuyu incelemeye geçelim.



Bazen ifadelerimizde koşul - şart cümlesi kullanmadan yine de koşul - şart anlamı verebiliriz. Açık ve net olarak koşul - şart ifadesi olmasa da anlamdan bunu çıkarabiliriz. Mesela;
'' Dün annemi ziyaret edecektim ama fırsatım olmadı. ''

Bu cümlede koşul - şart yapısı yoktur. Ancak bu cümleyi bir diğer koşul - şart cümlesi ile aynı anlamda ifade edebiliriz.

'' Eğer fırsatım olsaydı annemi ziyaret edecektim. ''

Görüldüğü gibi ilk cümleyi ikinci cümledeki gibi koşul - şart yapısı ile ifade edebiliriz. İşte bu kapsamdaki yapılarda  '' Implied Conditions '' kullanılır diyebiliriz. Aşağıdaki genel tablonun ardından detaylı bir şekilde konuyu irdeleyelim.























1) But 

Bilindiği üzere anlamı '' ama, fakat, lakin vb '' dir. Bu konu önceki yayınlarda detaylı bir şekilde ele alındı. Fakat genel bilindik anlamlarından ziyade ima edilmiş koşul - şart cümleleri kurmak için de kullanılabilir.

I would have visited my grandmother , but I didn't have time.
Büyükannemi ziyaret edecektim fakat zamanın olmadı.
                               =                
If I had had time, I would have visited my grandfather.
( Eğer ) zamanım olsaydı büyükannemi ziyaret edecektim.


You could have passed the exam, but you didn't study enough.
Sınavı geçebilirdin fakat yeteri kadar çalışmadın.
                                   =                           
If you had studied enough, you could have passed the exam.
( Eğer ) yeteri kadar çalışsaydın sınavı geçebilirdin.


She would be a doctor, but she had to quit school because of her father's financial problems.
Bir doktor olacaktı fakat babasının ekonomik sorunları yüzünden okuldan ayrılmak zorunda kaldı.
                                                                    =                             
If she hadn't had to quit school because of her father's financial problems, she would be a doctor.
( Eğer ) babasının mali sorunları yüzünden okuldan ayrılmak zorunda kalmasaydı bir doktor olacaktı.


Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlelerde '' but '' cümleye '' if '' anlamı katmıştır. '' But '' lı cümleleri aynı şekilde '' if '' le ifade edebildiğimiz  için '' Implied Conditions '' vardır diyebiliriz.


2) But for 

Bu kalıp da yine '' Implied Condition '' anlamı vermek için kullanılabilir. Türkçe karşılığı olarak '' Eğer ........ olmasaydı / Eğer yapmasaydım........ '' şeklinde bir çeviri yapabiliriz. Kendinden sonra bir isim / noun veya gerund / isim fiil gelir. 

My friend would come here but for his broken leg.
                              =
If he didn't break his leg, my friend would come here.
( Eğer ) bacağını kırmasaydı arkadaşım buraya gelecekti.

Yukarıdaki cümlede görüldüğü gibi '' but for '' dan sonra bir isim '' his broken leg '' gelmiş ve '' if '' in sağladığı anlamı vermiştir.

I would have fallen down but for your warning me.
                              =
If you hadn't warned me, I would have fallen down.
( Eğer ) beni uyarmasaydın düşecektim.

Bu cümlelerde de '' but for '' yine '' if  '' anlamında kullanılmıştır. Bu sefer ise bu kalıptan sonra bir gerund '' your warning '' gelmiştir.


3) Otherwise / Or ( else ) 

Anlamsal olarak ikisi de aynıdır ve '' Aksi takdirde - yoksa '' demektir. Yine '' if '' in verdiği anlamı vermekte kullanılabilirler.

I have to hurry; otherwise , I will miss the train.
Çalışmak zorundayım aksi takdirde / yoksa treni kaçıracağım.
                         =
If I don't hurry, I will miss the train.
( Eğer ) acele etmezsem treni kaçıracağım.


You should take care of yourself, or ( else ) you will be ill.
Kendine dikkat etmelisin aksi takdirde / yoksa hastalanacaksın.
                              =
If you don't take care of yourself, you will be ill.
( Eğer ) kendine dikkat etmezsen hasta olacaksın.


They must be really sad; otherwise, they wouldn't be crying a lot.
Çok üzgün olmamalılar aksi takdirde / yoksa bu kadar çok ağlıyor olmazlardı.
                                    =
If they weren't really sad, they wouldn't be crying a lot.
( Eğer ) çok üzgün olmasalardı bu kadar çok ağlıyor olmazlardı.


Selim must be a hardworking student, or ( else ) he wouldn't get hig marks.
Selim çalışka bir öğrenci olmalı aksi takdirde / yoksa yüksek notlar almazdı
                                    =
If Selim weren't a hardworking student, he wouldn't get high marks.
( Eğer ) Selim çalışkan bir öğrenci olmasaydı yüksek notlar almazdı.


You must have drunk much alcohol; otherwise, you wouldn't have acted weird.
Çok fazla alkol içmiş olmalısın aksi takdirde / yoksa tuhaf davranmazdın.
                                       =
If you hadn't drunk much alcohol, you wouldn't have acted weird.
( Eğer ) çok fazla alkol içmiş olmasaydın garip davranmazdın.


At first he didn't tell us the truth , or ( else ) we could have misunderstood him.
En başta bize gerçeği söylemedi aksi takdirde / yoksa onu yanlış anlayabilirdik.
                                            =
If he had told us the truth at first, we could have misunderstood him.
( Eğer ) en başta bize gerçeği söyleseydi onu yanlış anlayabilirdik.


Bu cümlelerde de '' otherwise / or ( else )  '' '' if '' in verdiği anlamı katmıştır. Dolayısıyla da '' Implied Conditions '' vardır demek mümkündür.


* '' Or else '' emir cümlelerinde kullanıldığı zaman tehdit anlamı verir.

Don't open the window, or else ! / Pencereyi açma, yoksa !
Don't cross the line, or else ! / Çizgiyi geçme, yoksa !
Study and pass the exam, or else ! / Çalış ve sınavı geç, yoksa !


4) Without

Anlamsal olarak '' -meksizin / -maksızın '' diye Türkçe'ye çevirebiliriz. Yine '' Implied Conditions '' kapsamında '' if '' in  verdiği anlamı sağlayabilir. Kendisinden sonra noun ( isim ) veya gerund ( fiilimsi ) gelir. Cümle başında ya da sonunda kullanılabilir.


We can't finish the work without any help.
Yardım olmaksızın işi bitiremeyiz.
                       =
If we don't get any help, we can't finish the work.
( Eğer ) yardım almazsak, işi bitiremeyiz.


The humanity wouldn't develop in a dramatic way without electricity.
Elektrik olmaksızın insanlık bu derece gelişmezdi.
                          =
If there weren't electricity, the humanity wouldn't develop in a dramatic way.
( Eğer ) elektrik olmasaydı insanlık bu derece gelişmezdi.


Without his achievement motivation, he couldn't have graduated from university in a few years.
Başarı güdüsü olmaksızın bir kaç yılda üniversiteden mezun olamazdı.
                                              =
If he hadn't been motivated to achieve, he couldn't have graduated from university in a few years.
( Eğer ) başarmak için motive olmasaydı bir kaç yılda üniversiteden mezun olamazdı.


Yukarıdaki cümlelerde '' without ''  yine '' if '' in verdiği anlamları sağladığı için '' Implied Conditions '' kapsamında ele alınabilir.

İndirme linki : http://www.slideshare.net/alikemal28/implied-conditions

7 yorum:

  1. Merhaba hocam konular harika da bence videolariniz sanki biraz sıkıcı gibime geliyor bence videolarda anlailan konulari daha iyi anlamamiz icin turkce alt yazi olmasi videolari daha zevkli kilacagini saniyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba öncelikle yorumunuz ve görüşünüz için teşekkür ederim. Evet videolar İngilizce. Bu videoları Youtube'dan almaktayım. Konuları Türkçe anlattığım için videoyu da Türkçe alırsam bir anlamı kalmaz diye düşünüyorum. Ayrıca bu konuları dünyanın dört bir tarafından kişiler de incelediği için onlara hitap etmesi açısından İngilizce videolar ideal olur kanaatindeyim.
      Bu videoları kendim hazırlamadığım için internette sunulanları ben de size sunuyorum. Dediğiniz alt yazılı video olayı başlı başına bilgisayar ve gerekli programları bilmeyi gerektiren uzmanlık alanı. Maalesef bu da benim alanım değil. Bir diğer taraftan ise İngilizce video bir tercih meselesidir sonuçta. Gayet normaldir ki sizin hoşunuza gitmeyebilir, hoşunuza da gidebilir. Hem İngilizce hem Türkçe video koyar isem bu sefer yayınlar videoya boğulur ve bu da blog yayınları için asla olmaması gereken bir durumdur. Velhasıl umarım düşüncelerimi net bir şekilde ifade edebilmişimdir. Saygılarımla...

      Sil
    2. İnsallah sizi sinirlendirmemisimdir ben sadece gorusumu soyledim sizi sinirlendirmissem de eger ozurdilerim dusuncelerinizi de cok iyi anladim teskkur ederim aslinda biraz dusundukten sonra yorumunuzu daha iyi anladim belki turkce olsaydi dediginiz gibi yayinlar bogulurdu ama ben ilk yazdogimda bunlari dusunmeden yazdim saygilarimla

      Sil
    3. Hocam bu sitede en cok begendigim sey tablolariniz ne kadar ugrastirici olduklarini biliyorum bu yuzden daha cok begeniyorum sunu da soylemek isterimki ben bu site disinda baska site tanimiyorum harika bi sekilde anlatiyorsunuz saygilarimla

      Sil
    4. Estafurullah ne demek. Elbette sinirlenmedim. Aksine bu tarz görüş ve yorumlar yaptığım işi değerlendirmek adına çok önemli. Şahsen ben mutluluk duyuyorum. Güzel sözleriniz için de teşekkür ederim. Umarım sizin ve başkaları için faydalı şeyler yapabiliyorumdur.

      Sil
  2. Hocam cok korktum sizi sinirlendirdim diye bu yuzden adimi da yazmaktan korktum neyse hocam ben sizi aksam aksam baya yordum hakkinizi helal edin son yorumunuzla kendimi cok iyi hissediyorum.Evin Çimen...saygilarimla

    YanıtlaSil
  3. Helal-i hoş olsun Evin ne demek estafurullah...

    YanıtlaSil