Alıştırma 26-6, If Clauses Type 2

Alıştırmalarımıza devam ediyoruz arkadaşlar. Bu yayında da önceki bir kaç yayında olduğu gibi boşlukları '' If Clauses Type 2 '' formunda gerekli eklemeleri yaparak size verilen fiillerle doldurmanız gerekiyor. Kolay gelsin..





Boşlukları parantez içinde verilen fiillerle Type 2 formatında doldurunuz. ( Fiil in the blanks with the verbs given in paranthesis in the form of Type 2. ) 
 
1.
If the baby ( be ) hungry, she wouldn't be crying.
2.
If tomorrow weren't a public holiday, we ( be ) able to have a picnic.
3.
We ( go ) on holiday this winter if the prices weren't so high.
4.
I would have to study for the test now if I ( be ) good at Maths.
5.
If she ( have to ) stay at home, she would come to the theatre.
6.
If he ( have to ) get up early tomorrow, she would have to go to bed early.
7.
If Selam ( resign ) from this job, he wouldn't find another one so well-paid.
8.
If you were to be in the office now, I ( pick ) up you in a quick moment.
9.
I would stop working there if I ( be ) treated badly at work.
10.
If I should see Tümer tomorrow, I ( give ) him your message.

13 yorum:

  1. Egitim "Bakma"k degil "Gorme"yi saglar...saygilarimla...Evin Cimen

    YanıtlaSil
  2. Alıştırmalar konuları daha çok anlamamı sağlıyor ve pekiştiriyor.Çok sağ olun hocam da benim kendimce büyük bir sorunum var.size sormak istiyorum belki yardımcı olursunuz.Ben İngilizce kelime ya da cümleleri türkçeye hiç ama hiç çeviremiyorum.Kelime bilgimde çok az bir türlü öğrenemiyorum hocam ne yapmalıyım?Yani ingilizcenin asıl mantığını anlayıp sınavlarda da öyle yapıyorum ve tabi ki sonunda da çok iyi sonuçlar elde ediyorum.Fakat dediğim gibi tek sorun bu ama olmuyor bir türlü.Lütfen bana yardımcı olur musunuz?kusura bakmayın sizi yoruyorum.Bu konuda affınıza sığınırım.şimdiden çok teşekkür ederim:):):)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim ne demek. Ancak sorduğun sorunun cevabı sana özgü ve bir o kadar da karmaşık. İstersen bunu Allah kısmet ederse Eylül'de yüzyüze cevaplayayım. Ancak en genel itibari ile şunu söyleyebilirim ki seviyene uygun okuma kitaplarıyla veya hikayelerle başlaman. Bu seni birçok şeyden kurtarır ve rahatlatır...

      Sil
  3. Hocam sanırım beni yukarıdaki evin arkadaşımla karıştırdınız.fakat ben o değilim.şimdi rica etsem sorumu daha aydınlatıcı yanıtlar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Galiba dediğin gibi olmuş. Yorumlar ard arda gelince ben de aynı kişi sandım. Kusura bakma. Soruna gelince ise İngilizce'yi '' productive '' yani '' üretici - yaratıcı '' boyutta ele almakta sıkıntı yaşıyorsun. Her şeyde olduğu gibi öğrenilen bir adım öncekine göre daha üst düzey ve kompleks olan diğer adımı gerektirir. Bu döngü hep bu şekilde devam eder. Öğrendiklerin seni bir üst düzeye doğru ilerlemeye zorluyor. Bu noktada bir bocalama, sıkıntı yaşıyorsun ki gayet normal ve gerekli bir süreçtir. İşte burada yapman gereken seni zorlayacak ve zorladığı oranda da gelişimini sağlayacak şeyler yapman. Anlattıklarına bakılırsa senin sadece TEK sorunun yok. Daha fazlasını yapman gerekiyor ve senin karşına bahsettiğin şekilde bir sorun olarak çıkıyor. Ama emin durum hiç ama hiç de kötü değil.
      Dediğim gibi karıştırmış olduğum yorumda da bahsettiğim gibi OKUMAnı tavsiye ederim. Nasıl ki ilkokulda öğrenilen alfabeden sonra yavaş yavaş kelime cümle ve paragraf bazında okumalarla pekişir ; yabancı dil süreci de bundan farklı değildir.
      Kısa kısa belki İngilizce ders kitabındaki okuma parçalarıyla başlayıp git gide bu işi genişletebilirsin. En başlarda oldukça sıkıcı gelebilir ama birkaç ayda bu süreci atlatıp kendini bile şaşırtan oldukça olumlu sonuçlar elde edebilirsin. Kısa okuma parçalarından sonra biraz daha uzun ve nihayetinde basit okuma kitaplarıyla devam etmen senin oldukça işine yarar. Ve tabiki daha kompleks okuma materyalleri. Eğer sabır ile bu yolda
      devam edebilirsen emin ol belki bir ömür boyu elinde tutabileceğin birikim ve edinimi kazanmış olursun.
      Klasik anlamda kağıtlara kelime yazmak, kelimeleri sayısız kere yazıp okumak gibi yöntemler çok az bir gelişim sağlar. Onun yerine bu tarz detay ve uğraştırıcı işlere takılmadan okumaya yönelmen 1 koyup 100 almaya eş değer bir yöntemdir. Çünkü sen bir parçayı veya kitabı okuduğun zaman o parçadaki veya kitaptaki tüm gramer yapılarını devreye sokarsın.Aynı zamanda kelimelerle haşır neşir olur ve farkında olmadan dahi birçok kelime öğrenebilir, ana dilin düzeyinde de cümle kurup yazabilirsin. Dolayısıyla ilk iş olarak sadece oku derim uzun lafın kısası. Bir süre sonra ki bu süre bir kaç ayı geçmez - bu da dil öğreniminde çok kısa bir süredir - neler elde ettiğine sen de şaşıracaksın. Evet biraz zahmetli özellikle de her şeyin anında tüketilmesine dayalı bir felsefenin hakim olduğu sabretmenin yerini sabırsızlığın aldığı günümüzde bu daha da zor bir hal alabiliyor. Ancak bu geçicidir. Biraz sabır her şeyi çözer emin ol.
      Buraya kadar yazdıklarımı seni İngilizce'yi gerçekten öğrenmek isteyen biri olarak ele aldığım için yazdım. Umarım sana bir yol gösterebilmişimdir. Ve bu yoldan gidip gitmemek sadece ve sadece senin elinde. Sorunu tam anlamıyla cevaplayabilmiş olmayı umuyorum. Bunun haricinde aklına takılan ne soru olursa çekinmeden buradan sorabilirsin. Malum gündelik hayat cevap yazmam belki gecikebilir ama Allah'ın izniyle mutlaka cevap veriririm. Saygılarımla...

      Sil
  4. Hocam öncelikle sorumu daha doğrusu beni isteğimden fazla aydınlattığınız için çok teşekkür ederim.Fakat bir noktayı anlamadım.Kusura bakmazsanız onu sormak istiyorum.Hocam Hani dediniz ya,ingilizce hikaye,paragraf vb. gibi şeyler okuyun.peki ben bunları okuyup içindeki tüm kelimelerin anlamını bularak mı başlayacağım işe yani kelime hazine mi geliştirerek mi? lütfen tam olarak nasıl yapacağımı söyler misiniz? Umarım sizi doğru anlamışımdır.Tekrar kusura bakmayın size de böyle zahmet veriyorum.Bu arada yanlış anlamayın siz bana her şeyi net bir şekilde açıkladınız da ben anlamakta biraz sorun yaşıyorum...yoksa sizin anlatımınız süper..( ayrıca bana siz diye hitap ederseniz sevinirim.Çünkü ben sizi çok tanımıyorum ve tanımadığım kişilerle böyle senli benli konuşmaktan hoşlanmıyorum.Yanlış anlamayın bu sadece size karşı olan bir tavrım değil ben günlük hayatta da böyleyim.Ama siz yine de nasıl rahat edecekseniz bana o şekilde hitap edebilirsiniz.sorun olmaz da malum bu devirde en ufak bir şeyi bile abartıyor ve yanlış anlıyorlar.)

    YanıtlaSil
  5. Ya bu arada umarım sizi üzecek bir şey söylememişimdir.Amacım kesinlikle bu değildi.Ben sadece bir kere böyle bir şey yaşadım ve kötü oldum.şimdi bunu atlatmışken bir daha böyle bir yaşamak istemem.Ama hocam yine de,sizi üzdüysem ya da hoşunuza gitmeyecek bir şey söylediysem özür dilerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estafurullah ne zahmeti. Ayrıca hassasiyetinizi belirtmeniz iyi oldu. Bahsettiğiniz hususta ise ayrı bir çabam yok. Malum geç saatte cevap yazınca dikkatimden kaçmış. Gayri ihtiyari bir durum söz konusu yani. Bu tarz bir yaklaşımı ben de onaylıyorum, haklısınız.
      Ve gelelim sorunuza. Tavsiye ettiğim okuma parçalarında kesinlikle teker teker her kelimenin anlamını BULMAYIN. Bu sizi okumaktan soğuttuğu gibi işinizi de çok ama çok zorlaştırır. Siz sadece okuyun, ancak karşınıza aşırı çıkan belli başlı 5 -10 kelimenin anlamına sözlükten bakabilirsiniz. En fazlası bu kadar olur diyebilirim.
      Zaten bu yöntemin püf noktası sürekli okuyarak, belli bir süre sonra kelimelere aşinalık kazanmak. Bundan sonra göreceksiniz ki 1 emek verip 100 kelime öğrendiğinizin farkına varacaksınız.
      Hemen şöyle bir eleştiri gelebilir. Kelimelerin anlamlarını bilmeden nasıl okuyup anlayacağız gibi bir soru ilk etapta gelir. Nasıl ki okumayı yeni yeni söken bir kişi okuduğu parçadaki her kelimenin anlamını bilmeden okumaya devam edip, o kişinin dil yetileri gelişiyorsa İngilizce için de aynı durum söz konusudur. Dediğim gibi biraz sabır her şeyin çözümü olacaktır. Umarım yeteri kadar açıklayıcı olabilmişimdir. Saygılarımla...

      Sil
  6. Hııı şimdi anladımmm.Tmm hocam çok teşekkür ederim.Bu sefer tam istediğim cevabı aldım.Gerçi diğerinde de almıştım fakat yanlış algılamıştım ama neyse.Ayrıca hocam hassasiyetimi anladığınız ve bana hak verdiğiniz için,ve beni ikinci bir uyarıya maruz bırakmadığınız için çok teşekkür ederim.Yani ben sizin öğrenciniz olsaydım sorun olmazdı ne sizin için ne de bnm için değil mi? ama dediğim gibi birbirimizi tanımıyoruz.o nedenle böyle söyledim.Keşke sizin öğrenciniz olsaydım ve sizi daha da yakından tanıyabilseydim.Şimdi öğrencileriniz sizin gibi bir öğretmene sahip oldukları için kim bilir ne kadar şanslıdırlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. Güzel düşünceleriniz için de teşekkür ederim..

      Sil
  7. ewet bencede çok şanslıyız ali hoca gibi bir öğretmene sahip olduğumuz için... ve öğrencileri tarafında çok ta sevilen bir hocamız..... ve inşallah bizi bırakıpta bir gün gitmez.en azından biz mezum olana kadar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayırlısını dileyelim hayırlısı olsun :) Teşekkürler...

      Sil
  8. bizde öyle diyelim

    YanıtlaSil