Son derece geniş olan Modals konusuyla alakalı yayınlarımıza devam ediyoruz arkadaşlar. Önceki yayınlarda zorunluluğu ya da gerekliliği ortadan kaldıran yapılardan bahsetmiştik. '' Needn't, don't need to, do(es)n't have to '' bunlardan başlıcalarıydı. Bu yapıların günümüze veya geleceğe yönelik anlamları arasında fark yoktur. Aşağıdaki örneklere hemen bir göz atttıktan sonra asıl konumuza dönelim.
He doesn't have to / doesn't need to / needn't go to work early today. He has finished all the works before the deadline.
Bugün işe erken gitmesine gerek yok. Teslim tarihinden önce tüm işlerini bitirdi. ( Present )
He won't have to / won't need to / needn't go to work tomorrow. His boss let him have a day off.
Yarın işe gitmesine gerek kalmayacak ( olmayacak ). Patronu ona bir günlük izin verdi. ( Future )
Ancak bu yapıların Geçmiş Zaman yani Past Formunda anlamsal olarak farklılıklar olabilir. O açıdan
cümle Geçmiş Zamanda kullanıldığında bu farklara dikkat etmek gerekir. Aşağıdaki genel tablonun ardından konu incelemesine geçelim arkadaşlar.
a) Needn't have done
Bu yapı geçmişte yapmak zorunda olmadığımız halde yapmış ( gerçekleştirmiş ) olduğumuz işleri anlatırken kullanılır. '' yapmam gerekmezdi, gerekmezmiş ama yaptım '' şeklinde bir anlama sahiptir.
You needn't have come early, but you did. / Erken gelmene gerek yoktu, ama geldin.
He needn't have waited for us. / Bizi beklemesine gerek yoktu. ( Ama bekledi anlamında. )
I needn't have bought this dress, but I liked it. / Bu elbiseyi almama gerek yoktu, fakat hoşuma gitti.
( Ve aldım anlamında.)
b) Didn't need to do / Didn't have to do
Bu yapılar ise sözü geçen eylemin ( Buraya dikkat edelim ! ) hem '' gerekmediği halde yapıldığı - bu anlamı itibari ile '' needn't have done '' ile aynı anlama sahiptir - '' hem de '' gerekmediği için yapılmadığı '' anlamlarını vermek için kullanılır. Bu noktada tam bir ayrımı yapabilmek için konuşmacının niyetine, neyin kastettiğine bakmamız gerekir.
Bana hediye almana gerek yoktu, fakat yine de hoşuma gitti.
You needn't have bought a present for me, but I appreciate it.
Bana hediye almana gerek yoktu, fakat yine de hoşuma gitti.
My mom didn't need to go shopping, but as she likes spending money, she went.
Annemin alışverişe gitmesine gerek yoktu , fakat para harcamayı sevdiği için gitti.
My mom needn't have gone shopping, but as she likes spending money, she went.
Annemin alışverişe gitmesine gerek yoktu , fakat para harcamayı sevdiği için gitti.
Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlelerde anlam aynıdır. '' Didn't need to '' ile '' Needn't have done '' kalıpları yapılmasına gerek olmadığı halde yapılan bir işi belirttiği için aynı anlama sahiptir. Ancak aşağıdaki cümlelerde durum biraz farklı. Şöyleki;
He didn't have to / didn't need to study for KPDS because it isn't used for his branch, and so he didn't.
Onun KPDS için çalışmasına gerek yoktu / çalışması gerekmezdi, çünkü bu sınav onun branşı için gerekli değil, dolayısıyla o da çalışmadı.
We didn't need to / didn't have to enter the stadium through Gate A, so we used a gate far away from our seats and walked around the stadium a little.
Stadyuma A kapısından girmemize gerek yoktu / girmemiz gerekmiyordu. Dolayısıyla biz de koltuklarımızdan uzaktaki giriş kapısını kullandık ve stadyumun etrafında biraz yürüdük.
Yukarıdaki cümlelerde ise '' yapılmasına gerek olmadığı için yapılmayan ( gerçekleştirilmeyen ) işlerden bahsedilmiştir. Bu anlam itibariyle'' Didn't need to do '' ile '' Didn't have to do '' aynı anlama sahiptir.
İndirme linki: http://www.slideshare.net/alikemal28/lack-of-necessity-in-the-past
"Hayatta olabileceğiniz en güzel yer,bir duanın içinde yer almaktır."(Şems-i Tebrizi) Yüce Rabb'im size her duanın içinde yer almayı nasip etsin..Siz hep benim dualarımın içindesiniz..Dualarım hep sizinle...:))SAYGILARIMLA...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAllah razı olsun Zilan. Dua edenlerin benden çok olsun...
YanıtlaSilAllah sizden de razı olsun hocam...
YanıtlaSilçok sağulun
YanıtlaSilSiz de sağolunuz. Saygılarımla..
Sil